Yıl: 2019, TROYA Harabelerinden Sesleniyorum!

2019 Yılında TROYA Harabelerini Gezmek ve Yorumlamak

Derin Bir Kültür Mirası

 

Bulanık bir geçmişten bakarak, aradığımız, ihtiyacımız olan ata kültür kodlarına ulaşmak mümkün değildir. Yazılı pek çok metin, pek çok aydın düşünür bu konuda hemfikir. Öyle ise bize düşen, günümüz teknolojisi ve imkanlarıyla tarihte gömülü derin izlerin peşine düşmektir. Kültürel mirasın peşinde başarılı bir iz sürmenin  ilk koşulu kuşkusuz, iyi bir araştırma ve editöryal anlamda iyi bir kaynak sorgulamadan geçmektedir. Ikinci adım ise bilgileri objektif bir dille yorumlamaktır.

Anadolu topraklarının arkeoloji bilimine verdiği eşsiz bir hediye olan Troya dosyasını ilk paylaşım olarak seçmemin sebebi bu fikrimdir aslında.  Ününü edebiyattan alan, kökleriyle tarihi sımsıkı saran, 5000 yıldır dünya kültürünü etkileyen derin bir miras Troya...

Ancak; antik kentteki kazı tarihçesinden tutun da kendisini konu edinen destanların farklı uluslarca sahiplenilip anlamlandırma çabalarının ve hatta kentin adının dahi türlü söylenişlerle nedense bugünlere değin hep bir noktada eksik kaldığı ya da yanlışa çıktığı görülmektedir. Amaç doğru ve tarihin geleceğine yön verecek bilgiye ulaşmak olunca, geç olmakla birlikte, Troya'da bugün varılan nokta alkışları hak etmektedir.

Troya nerededir?

Çanakkale il sınırları içinde,  merkeze 30 km uzaklıktaki Hisarlık Tepesi üzerinde, İda Dağı (Kaz Dağı) eteklerinde yer almaktadır.

Tarihte Troas olarak anılan bölgenin ilk kurucusu Dardanos'tur ve bölgeye Dardania adını vermiştir. Daha sonraları, Troia ve son olarak da Kral İlios'un adına itafen İlion olarak adlandırılmıştır.

Troya'yı “Troya”  olarak anmak birincil koşul!

Türkiye'de genellikle benimsenmiş olan “Trova ya da Truva”  yazılışı yanlıştır: Fransızca Troie (“Trua” okunur) adının Türk harfleriyle  yazılışından başka bir şey değildir. Ne yazık ki yarı bilgin, üstelik de politik bazı amaçlar güden kişilerce ileri sürülmüş bu ad koca bir gemiye isim olacak kadar tutunmuştur. Homeros destanlarında Troia olarak yazılan bu şehrin adı eski Anadolu dillerinden gelme olabilir. Kaynağa gidip yurdumuzun Yunan öncesi köklerini değerlendirmek varken, bilim ocaklarının bu ödevle hiçbir şey yapmamaları şaşılacak, üzülünecek bir olaydır. Bizim bunca yıllık çabalarımıza karşın Troya yazılışı bugün hala benimsenmemiştir, ama bir gün benimseneceğine inanıyoruz. (A.E.,1967) Diye yazar Azra Erhat, 1978'de Mavi Anadolu adlı kitabında.

  

Koruma Alanından Milli Park Alanına...

Troya çevresinin tarihi milli park ilan edilmesi için de 25 yıl beklemesi gerekmiştir. Bölgenin uluslararası jeopolitik konumu ve ne yazık ki milli park projesinin istikrarlı çabalar (bölgenin doğasını korumak isteyen  Manfred O. Korfmann, kazı ekibi ve destekleyen değerli Türk akademisyenler ile bu işe gönül veren  duyarlı vatandaşlara müteşekkiriz)dan yoksun kalması sürenin uzamasını tetikleyen olası nedenler olarak sıralanabilir.

1998 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine giren Troya; listeye girişinin 20'nci yılı  olan 2018'de, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca “Uluslararası Troya Yılı” ilan edilmesiyle;  öneminin bir kez daha dünya kamuoyuyla paylaşılması çalışmalarına tanık olmuştur.

2018 yılına rastlayan bir diğer gelişme ise, uzun yıllardır hayal edilen Troya Müzesi'nin açılmasıdır. Müze, övgüye değer niteliğiyle yüzümüzü güldürmüştür: Özgün mimari yapısı, sergileme alanları, sunumları ve modern yaklaşımıyla Troya tarihinin tüm olgularını bir potada toplamayı başarmış;  her yaştan ziyaretçinin ilgisini çekecek şekilde dizayn edilmiş.  Kişisel görüşüm, Türk müzeciliğine taze bir nefes getirdiği yönündedir. Müze gezimi ayrıca sizlerle paylaşacağım.

Hikayesiyle beni büyüleyen bu coğrafyayı özel kılan pek çok detay hala gizemini korumakta. Güzel olan şu ki, araştırmalar devam ediyor.  Efsanelerin izleri taşa, toprağa, insanların ruhlarına kazınmış gibi... Bence burası, bilinenin aksine, pek çok yerden daha Anadolulu!

Bahsetmeden geçmek büyük bir yanlış olur: Arkeo-Köy projesi takdire şayan. Köyü gezen herkesi cömertçe hikayesinin içine alıyor.

Geldim, gördüm. Troya bugün de masal tadında bir kent!  Hakkında söylenecek, anlatılacak öyle çok şey var ki... Yeni paylaşımlarla burada olacağım.

Takipte kalın.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Scroll to top
error: Content is protected !!