Türk Kahvesi Günü, 5 Aralık

türk kahvesi geleneği, günü, 5 aralık, unesco, dünya mirası, kültür mirası, culturel heritage, world heritage, pera müzesi, pera museum, istanbul, türkiye

türk kahvesi geleneği, turkish coffee day, cultural heritage, tradition, edirne arkeoloji müzesitürk kahvesi geleneği, turkish coffee, türk kahvesi günü, türk kahve kültürü, uşak arkeoloji müzesi, uşak museumBugün Türk Kahvesi'ne Özel Bir Gün!

“Kahvenin keşfi ve yaygınlaşmasından bu yana bilinen ilk ve en eski kahve pişirme yöntemi olan cezve metodu, Türk kahvesinin temelini oluşturuyor. Cezveye çok ince öğütülmüş kahve ve su konarak pişirilmesi suretiyle hazırlanan Türk kahvesi, 500 yılı aşkın tarihi ve kültürü ile UNESCO tarafından İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi’ne kaydedildi. “Türk Kahvesi ve Geleneği”nin öneminin tescil edildiği tarih olan 5 Aralık, Türk Kahvesi Günü olarak kabul gördü. Her yıl 5 Aralık’ta Türkiye’de ve dünyanın farklı yerlerinde çeşitli kahve markaları ve kültür kuruluşları Türk kahvesinin önemini vurgulayan etkinlikler düzenliyor, kahve ikram ediyor.”[1]

Bu özel günde, hadi siz de kendinize bir Türk Kahvesi yapın. Keyfi de beraberinde gelsin… Kış mevsiminin iyiden iyiye kendini hissettirdiği Aralık ayındayız. Öyle ya, hava da soğuk. Hadi, bekliyorum sizi. Gelin, birlikte bakalım bugüne.  Kültürümüzde “40 yıllık hatırı olan” kahve çekirdeklerinin sıcacık öyküsüne...türk kahvesi, nesilden nesile, türk kahvesi geleneği, türk kahvesi günü, unesco, kültürel miras,

Kahve Çekirdeğinin Efsanevi Yolculuğu

Kahvenin keşfine dair günümüze kadar ulaşan en yaygın efsane “Çoban Kaldi Efsanesi”dir. Efsaneye göre, Habeşistan (Etiyopya, Doğu Afrika) orijinli olan kahveyi ilk keşfeden canlılar “keçi”lerdir. M.S. 600-800 tarihleri arasında bir gece, Çoban Kaldi, bir dağın yamacında hayvanlarının tuhaf sesler çıkardığını fark eder. Hayvanlar, çalılıkların yanındaki kırmızı meyvelerden yemektedirler. Çoban Kaldi, o gece, meyveleri yiyen yaşlı keçilerin bile gece boyunca uyumadıklarını, ayakta kaldıklarını hatta zıp zıp zıpladıklarını görür.  Bunun üzerine kendisi de bir miktar meyve toplari evine götürür ve tadına bakar. Zamanla bu meyvelerin kendisini de uyanık tuttuğunu ve güçlendirdiğini fark eder. Durumu, köydeki bir Sufi’ye anlatır. Birlikte, kahve çekirdeklerini önce toz haline getirirler, ardından üzerine sıcak su ekleyerek içecek elde ederler. Böylece tarihte ilk kez kahve içilmiş olur. İçeceğin etkisiyle kendisini daha uyanık hisseden Sufi, bu meyveleri dergaha götürür, buradan da ahaliye ve ardından yavaş yavaş dünyaya yayılır.

miniature, minyatür, osmanlı dönemi, kahve geleneği, türk kahvesi, turkish coffee, tradition, tğrk kahvesi günü, kültürel miras, dünya mirası, sımut olmayan kültür mirasıKahvenin adının nereden geldiği de rivayetler açısından zengin bir konu. Kahve ağacının ilk olarak Habeşistan'ın "Kaffa"(Qahwah) yöresinde bulunduğu bilinmektedir. İsminin de buradan esinle oluştuğu düşünülmektedir.

Zaman içerisinde kendisinden çok daha büyük bir etkiye ve üne kavuşan bu sihirli çekirdekler, dünyada hiç bir dilde olmayan “kahve” ile türemiş Türkçe sözcükler ile kültürümüze ve günlük yaşamımıza dahil olmayı başarmıştır. Evliya Çelebi’nin “Seyahatname” adlı eserinde çokça geçen; “kahve-altı” ndan türemiş olan ilkin “kahve ile birlikte yenen hafif yemeği” betimleyen; ardından bir öğün adına dönüşen “kahvaltı” ve yine kendine has bir renk tonu olan “kahverengi” kelimelerinin hayatımıza bambaşka bir renk kattığı şüphesiz. Günümüzde, Osmanlı ve Türk kültürünün izinde -şükür ki- halen yaşatılan değerleriyle kahve, hayatın önemli bir parçası olmaya devam ediyor.

laedri, türk kahvesi, abı-ı hayat, turkish coffee, pera müzesi, pera museum, kültür mirası“İşin bitince bir kahve içelim” ile yorgunluğumuzu üstümüzden alıyor… “Hadi gel bir kahve içelim de iki lafın belini kıralım” da uzun sohbetlerin, dertleşmelerimizin bahanesi oluyor… Kah mutluluklarımıza ortak olup “şimdi bir keyif kahvesi içelim” e dönüşüyor… Kah ters çevrilip kapatılıyor da soğuyan fincanda telvenin çizdiği şekiller “geleceğe dair beklentilerimize, umutlarımızı” dile getiren bir “kahve falı geleneği” ile başka bir anlam kazanıyor. Türk Kahvesi geleneği, nesillerdir devam eden, hep hayatımızın içinde yaşayan, tamamen bize özgü bir kültür mirası. Hem de damakta bıraktığı kendine has tadıyla hiç unutulmayacak şekilde gönülleri feth etmeye devam ediyor. Şairin dediği gibi, "kahvenin ab-ı hayat olduğuna şüpheniz mi var?" yoksa...

türk kahvesi, turkish coffee day, zeugma, türk kahvesi günü, unesco, dünya mirası, kültür mirası, Tabi ki kahve sadece kültürümüzde değil, tüm dünyada sevilen ve değer verilen bir içecek olarak tarihteki yerini almıştır. Kahveden bihaber yaşayan Avrupa toplumu, bugün sahip olduğu kahve geleneğinin temelini Osmanlı İmparatorluğu'nun Viyana şehrini kuşatmasına ve kuşatma sonrası adeta kendilerine yadigar kalan çuvallar dolusu kavrulmuş kahve çekirdeğine borçludur. Tarih bunu açıkça yazar. Peşisıra meydana gelen tarihi etkileşim sonrasında; “misyonerler ve gezginler, tüccarlar ve sömürgeciler kahve tohumlarını yeni topraklara taşımaya ve kahve ağaçlarını tüm dünyaya yaymaya devam etmişlerdir. Kahve ekimleri muhteşem tropik ormanlarda ve engebeli dağ yaylalarında kurulan tarlalara yapılmıştır. Kahve ekonomileri üstüne kurulmuş yeni uluslar oluştu ve 18. yüzyılın sonunda, kahve dünyanın en kârlı ihracat ürünlerinden biri olmuştu”.[2] Bugün de günlük yaşamın ve sosyal hayatın değişmez bir parçası olarak dünyanın pek çok farklı ülkesinde farklı çeşitleriyle varlığını sürdürüyor. Ancak bizim kültürümüzdeki ritüel ve seremonisi sayesinde kahvenin -Türk Kahvesinin- bambaşka bir kültürel öğe olarak dünya sahnesinde olduğunun altını çizmek gerek. Bu özel miras bizim, unutmamalı, yetişen yeni nesile de tüm özellikleriyle birlikte aktarılmaya devam edilmelidir. Bu güzellik yaşatılmalıdır!

 

ottoman empire, osmanlı imparatorluğu, 16.yüzyıl, türk kahvesi geleneği, turkish coffee, unesco, türk kahvesi geleneği, kültür mirası, dünya mirası, tradition

Kahvenin Türk Topraklarındaki Yankıları

Bu konu hakkında birden çok görüş ortaya atılmasına karşın en yaygın olanı kahvenin Yemen Valisi Özdemir Paşa tarafından Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) başkent İstanbul’a getirildiğidir. Gelişinin ardından ise, çok yönlü bir sosyolojik olayın, esaslı bir kültürel dönüşüm hikayesinin Türk topraklarında filizlendiği görülür. Gerçekten de kahve, Osmanlı toplumunun hayatını değiştirmeyi başarmıştır.

ottoman empire, osmanlı dönemi, kahvehane, türk kahvesi geleneği, türk kahvesi günü, unesco, somut olmayan kültür mirası, 16.yüzyıl, turkish coffee16. yüzyılda erkekler için kent içinde oluşan yeni sosyal mekanlardan biridir “kahvehane”ler. İstanbul’a Orta-Doğu ülkeleri aracılığıyla Yemen’den gelen kahve ve kısa zamanda çok içilen bir içecek olmuvermiş, çok sevilmiş ve tütünle birlikte kahvehanelerde satılmaya başlanmıştır. Kahvehaneler her zaman kahveden daha fazlasını sunan sosyal mekanlar olarak tarihte yerini alır. Hem Türk halk kültürünün varlığını koruyan saz eşliğindeki aşık geleneğinin gelişim mekanı olmuş; hem de -en bilinen haliyle- Karagöz-Hacivat, meddah gösterileri, orta oyunu, müzikli eğlence, tavla gibi oyunların müdavimleri için yayılım imkanı tanımıştır kahvehaneler. Halk sanatçıları hünerlerini sunabilecekleri, halka kolaylıkla ulaşabilecekleri bir mecraya ulaşmıştır. “Aşık Geleneği”nin tarihsel gelişiminin 16. yüzyıla denk gelmesi rastlantı değildir.

kahve içen kadın, osmanlı dönemi, türk kahvesi geleneği, unesco, türk kahvesi geleneği, kültür mirası, dünya mirası, ottoman empireKahvehaneler, zaman içinde Osmanlı şairleri ve aydınlarının da bir buluşma mekanı haline gelir. Osmanlı’da kahvehaneler, ocaklarda büyük demliklerin içinde kahvelerin piştiği, kitapların, gazetelerin okunduğu, toplumun hemen her kesimine -hatta devlet görevlilerinin de burada çokça vakit geçirdiği bilinir- kucak açan yerlerdi. Olumlu ve olumsuz eleştirileri de beraberinde getiren bu yeni sosyal alan, zaman içinde “bize özgü” kahve geleneğinin toplum içinde yerleşmesini sağlamıştır.

Öte yandan, dönemin toplum yapısı kadınların kahvehanelerde değil, "hamamlar"da sosyalleşme ihtiyacını karşıladığını bize anlatmaktadır. Tarihi kaynaklarda, kadınların hamamlarda uzun süreler geçirdikleri, buralarda "kahve ocakları" kurulduğu ve uzun sohbetlere olanak tanıdığı yazmaktadır. Dolayısıyla o dönem kadınlarının kahveyle tanışmalarının  da -erkeklerde olduğu gibi- evlerinden önce sosyal alanda olduğu anlaşılmaktadır.

Halk arasında hızla yayılan kahve çeşitli kısıtlamalara da maruz kalmıştır. Önceleri “kavrulmuş gıda”nın “sağlığa zararlı” olduğu gerekçesiyle Şeyhülislam fetvasıyla yasaklanan kahve içimi, kısa süre sonra yeniden serbet bırakılır. Yine bir dönem, IV. Murat zamanında meyhaneler gibi kahvehaneler de yasaklanır. Fakat bu yasak da uzun süreli olmaz.

mustafa kemal atatürk, türk kahvesi, turkish coffee tradition, türk kahvesi günü, unesco, dünya mirasıKahvenin lezzeti kadar sunumunu da ön plana çıkaran Türk geleneği bu dönemde gelişir ve yaygınlaşır. Beraberinde tatlı, lokum, reçel gibi yiyeceklerin ikram edilmesi; özenle tasarlanmış kahve fincanlarının kullanılması; cezve içerisinde pişirilip demlenmesi, mutlaka telvesi ve köpüğü ile sunulması Türk Kahvesi’nin ayırt edici ve hatta olmazsa olmaz özelliklerindendir.

Çini sanatının özgün eserleriyle renklenen kahve fincanları ise Türk Kahvesi kültürünün, geçmişten bugüne en sadık taşıyıcısıdırlar. Aile büyüklerimizden bize yadigar olan -belki kullandığımız, belki kullanmaya kıyamadığımız için vitrinimizde sakladığımız- kahve fincanı takımlarımız hep misafirlik eşyalarımızın gözdesi değil midir? Bugünün modern dokunuşlarla değişen kahve fincanları tasarımları ise, kendi zevkimize göre özenle seçtiğimiz kıymetlilerimiz değil midir? Bir düşünün hadi, bugüne kadar kaç arkadaşınıza, dostunuza, sevdiğinize kahve fincanı hediye ettiniz?.. Güzel olan şu ki, kahve, Türk toplumunun ağız tadı olmaya devam ediyor. Şekerli mi yoksa şekersiz mi... Artık o seçim size kalmış...

türk kahvesi geleneği, türk lalesi, lale, turkish coffee tardition, turkish coffee day, unesco, dünya mirası, kültür mirası, culturel heritageTürk Kahvesi kültürünün ve geleneğinin hayatımıza kattıkları, bir içecek olmasından çok ama çok daha fazlasıyla açıklanabilir ancak! Zaman, bu özel içeceğin yapılış biçimini ve lezzetini çeşitlendirmiş olsa da taşıdığı sosyo-kültürel rolü her geçen gün daha da özel hale getirmeye devam etmekte gibi görünüyor. Etrafınıza bir bakın, her yaştan her kültürden insan, buldukları her fırsatta kahve içmek için hep bir bahane arar gibiler, siz ne dersiniz?..

“Türk Kahvesi Geleneği ve Kültürü Günü”nü doya doya yaşamanız dileğimle… Keyifle içeceğiniz bol köpüklü kahveleriniz olsun! Türk Kahvesi’nin tadı damağınızdan eksilmesin.

İstanbul’dan sevgilerle…

 

 

[1] https://www.gurmeajanda.com/event/turk-kahvesi-gunu/

[2] https://www.kahvem.co/tarihi/

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Scroll to top
error: Content is protected !!