İSTANBUL’U YAŞIYORUM!

kızkulesi, maiden's tower, istanbul, kültür mirası, tarih, kültürel miras

"İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı."

Ne güzel dile getirmiş Orhan Veli Kanık. Saygı ve şükranla anıyorum.

...

“İstanbul’da doğan, İstanbul’da büyüyen nesiller içinde yaşadıkları bu tarihi ve kültürü ne denli hayatlarına alabiliyorlar?” sorusuna aşina olmayan yoktur.

Ben Bulgaristan ve Balıkesir kökenli bir ailenin çocuğu olarak Bursa’da doğdum ancak İstanbul’da büyüdüm. Kızım ise, bir İstanbul sevdalısı olarak hayal ettiğim gibi, İstanbul’da dünyaya geldi.  Ona, bu güzel şehri imkan buldukça anlatmaya, şehrin tarihini, kültürünü aktarmaya gayret ediyorum. Bilirsiniz, bazıları yaşamak bazıları da taşımak için dünyaya gelir.  Biz kültür insanlarının huzuru da kültür mirasının yaşam döngüsüyle benzer bir paralellikte seyrediyor. Bilgiyi paylaşmak, yaşatmak bizim için gerçek bir huzur kaynağıdır. Bu blogun ortaya çıkış felsefesi de budur zaten.

Pek çoğumuz “İstanbul’da yaşıyoruz ancak İstanbul’u yaşamıyoruz” buna şüphe yok. İçinde yaşadığımız semti dahi çok iyi tanımıyoruz. Sebeplerini yadsıyamam ancak bu durumun üstesinden gelmenin tek yolu yine de kişisel çaba gerektiriyor.

Kızım bu yıl 10 yaşında. Önümüzdeki 10 yıl içinde İstanbul’u nasıl bir gelecek bekliyor inanın göremiyorum. Küresel sıkıntılar ve iklim değişimi dünyayı değişime sürüklüyor. İleride, bugün yaşadığı topraklarda varlık süren kültür mirasını tanıyor; korumak ve yaşatmak için çabalıyor olması, annesi olarak benim geride bıraktığım en değerli bilinç mirasım olur. Bu amaçla ben, kızımla birlikte haftasonları ya da tatillerde yaptığım gezilerde; hava şartlarına, ulaşım zorluklarına hiç aldırmadan, kalabalığın içine karışıyor, o günü fotoğraflıyor ve yolumuza bol bol “kültür tozu serperek” yürümeye devam ediyorum!

Bugün itibariyle İstanbul gezi notlarımı “İstanbul’u Yaşıyorum” yazı dizisinde sizlerle paylaşmaya başlayacağım. Keyifle okumanızı ve fırsat buldukça izini sürmenizi dilerim.

İstanbul'a bir de bu pencereden bakın sevgili okuyucularım. İstanbul'u yaşayın, İstanbul'u yaşatın!

 

2 Comments

  1. Zeynep Serez
    05/02/2020

    Ben de bu konuda kişisel çabamı arttıracağım senin gibi.. çok ama çok haklısın.. yüreğine sağlık.. sevgiler 💛

    Reply
    1. Serap Özmumcu
      06/02/2020

      Siteden aldığım ilk mesaj! Çok mutlu oldum:)
      Annelere çok iş düşüyor, paylaşmaksa en güzeli.
      Bahar gelsin, birlikte de mini geziler yaparız.
      Çok sevgiler…

      Reply

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *

Scroll to top
error: Content is protected !!